Bir kaç dakika sonrasında Çağrı'dan beklediğim arama gerçekleşti. Bana indiğini ve yürüdüğünü, nerede durması gerektiğini sordu. Sol tarafında Zero Degree Ice Cream adlı firmayı bulacağını, kaldırım olmadığından dolayı yolda dikkatli yürümesi gerektiğini söyledim. Filmi durdurup, dışarı çıktım. Yolda yürürken havada her zaman olduğu gibi hafif bir nem vardı. Dondurmacının önüne geldiğimde Çağrı'nın da bana yaklaştığını gördüm. Can ve Açelya dışında birisiyle daha anadilimde konuşacağımı farkedince keyiflendim. Çağrıyla selamlaştıktan sonra elindeki rakı torbasını aldım. Yolculuğun nasıl geçtiğini keyfinin nasıl olduğunu vs. sordum. Hepsini Türkçe cevapladı. Pune'ye hoşgeldin diyerek bloga koymak üzere fotoğrafını çektim.
Eve gelip çantaları torbaları bıraktık. Biraz dinlenip etrafı gezinmek üzere dışarı çıktık. İlk olarak Reliance Fresh adlı süpermarketin (hiç de süper değil) üstünde bulunan spor salonuna doğru yol aldık. Can'ı aradım, Çağrı'nın geldiğini nerede olduklarını sordum. Salondan çıktıklarını belirtti. Spor salonunun önüne geldiğimde bir kere daha aradım. Can'ın telefonu kulağına götürdüğünü farkettiğimde aramayı iptal ettim. Boşuna kontörümüzün gitmesine gerek yoktu, yüzyüze konuşabilirdik. Can'a seslendim. Can ve Açelya'da Reliance Fresh'in otoparkında tanışmış olmuşlardı. Fotoğraflarını çektim. Spor yapan ikili eve gidip duş alacaklarını belirttiler ben de Çağrı'ya yolumuzun üzerinde bulunan yemek yerlerini, bakkalları ve bilmesi gereken diğer dükkanları gösteriyordum.
Yolun karşısına geçip Pune merkeze doğru yürümeye başladık. Yol boyunca ofis ortamından, Hindistan'dan ve yemeklerden konuştuk. Aşağı yukarı 1km yürüdükten sonra uzun zamandır aradığım ucuz sandaletleri bulduğumu farkettim. Kendime 150Rs'ye (5lira68kuruş) Honda marka sentetik mantar kokan siyah kırmızı sandaletleri aldım. Parayı uzatırken Can aradı. Apache adlı restoranda yiyebileceğimizi kendisinin yemek yapmak için yorgun olduğunu belirtti.
Onaylayıp telefonu kapattım. Çağrıyla önce sağa sonra sola sonra sağa sonra sola sonra sağa sonra sola bakarak karşıdan karşıya geçtik. Paud Road üzerinde Can ve Açelya'yla buluşup Apache'ye doğru yürüdük. Yokuş çıkarken yolda kurbağa gördüm. kurbağaların derisinin nemli kalması gerektiğini bildiğimden , üzerine tükürdüm. Hayvancağıza yardım etmenin verdiği huzurla yoluma devam ettim.
Apache'ye girmeden önce Çağrı'ya paan denemek isteyip istemediğini sordum. İstemedi.
Rock restaurant Apache de sadece 2 kenarına 2şer sandalye konulan bir masaya oturduk. Her kenara 1 sandalye düşecek şekilde düzenleyerek verimli düzene kavuştuk.
Hepimiz tavuk sipariş ettik. Burada insanlar az porsiyon (5 parça tavuk şiş ve bolca soğan) yemek yediğinden, garsonlardan ekmek istedim. Olmadığını ifade ettiler. Roti (Bir lavaş çeşidi) istedim. Olmadığını ifade ettiler. Chapati (Başka bir lavaş çeşidi) istedim. Olmadığını ifade ettiler. Paratha (başka bir lavaş çeşidi) istedim. Olmadığını ifade ettiler. İçimden küfür edip biramdan bir yudum aldım.
Takım elbiseli garsona geri dönüp fotoğrafımızı çekmesini rica ettim. 3. tekil kişiye makinanın hangi düğmesine , ne kadar sertlikte ve ne kadar süre basması gerektiğini anlatırken eblek bakışlı bir fotoğrafa sahip oldum. Kadere boyun eğip yemeğime devam ettim.
Yemek sırasında birbirinden alakasız şarkılar çalmaya devam etti. Archive - Fuck You, Nirvana - Come as you are (unplugged), Third Eye Blind ve Murat Boz (şaka) bunlardan bazıları...
Eve geri dönüş yolumuzda Motorsikletli bir grup bize VUHUU diye bağırdılar. Biz de onlara bağırdık. Evimizin yakınlarında bulunan modern kahvehane önünde fotoğraf çekiyorlardı. Fotoğraf çeken kişiye makinayı bana vermesini, benim çekebileceğimi belirttim. Çekinmeden verdi. Açelya da toplu fotoğrafa katıldı. Bu sefer fotoğraf makinesinin arkasındaki görünmez adam sadece ben değildim. Can ve Çağrı da lanetime ortak olmuşlardı. Çekilen fotoğraf üzerinde hintlilerin ne çeşit yorumlar yapacakları üzerine geyik yaptık.
Eve gittiğimizde Anette de Çağrıyla tanıştı. Çağrı'ya ertesi gün odaları paylaşacağımızı belirtip son kez uyumak üzere hazır yatağa uzandım.
Herkes uyuduktan sonra Nick and Norah's Infinite Playlist adlı filmi izlemeye devam ettim. Başka bir dandik Michael Cera filmi izlediğim için kendime kızdım. Geçen zamana üzülürken uyuya kalmıştım.
~Görkem
Since Can and Açelya started Gym, i am staying alone at home in the evenings, watching movies. Because there is noting better to do at home. While i was on the 19th minute of the movie called, Nick & Norah’s Infinite Playlist, there was a text from Çağrı. I asked him to get off the bus at Kothrud Bus Depot and walk towards the neon Infoline sign.
In a couple of minutes, i received the call i was expecting. Çağrı told me that he was walking and asked me where to stop. I told him that he was going to see an ice cream store on his left, called Zero Degree Ice Cream and he should walk carefully because there is no sidewalk there. I have paused the movie and got out. While walking, there was high moisture as always. When i reached in front of the ice cream store, i realized that Çağrı was walking towards me. I got pretty cheerful when i talked with someone in my mother language, except for Açelya and Can. I have greeted Çağrı and took the bags of Rakı. While walking home, i asked him how was his trip and if he is ok etc. He answered all of them in Turkish. I took his Picture as a ‘Welcome to Pune’ in order to put to the blog.
We arrived to home and left all the stuff we were carrying and left to walk around a little, in our neighborhood. First we walked to the Supermarket (which is not super at all) called Reliance Fresh. On the top floor of it’s building, there is the Gym, Can and Açelya is going to. I called Can and told him that Çağrı has arrived and asked him what are they going to do. He told me that they were about to leave. I called again once we have arrived to the parking lot of the Gym. I have seen Can from a distance while he was taking his phone next to his ear. I hung up the phone, there was no need for unnecessary credit for talking on the phone, we could have easily t face to face. I have call out to Can. So Can and Açelya met Çağrı in the parking lot of Reliance Fresh. I took their photo. Can and Açelya, told that they were going home to take a shower so i took Çağrı to Show a few of the near by places like restaurants, markets or any kind of other stores that he should know.
We have passed across the road and started walking towards the city center of Pune. While walking, we have talked about Office, India and Indian food. After walking approximately for 1 km, i have seen the sandals that i was looking for a long time. I bought them for 150Rs (2.32€). It’s brand is Honda which black and red and smells like synthetic cork. While i was giving the Money, Can called me and said that he was tired to prepare food for tonight and wanted to go to Restaurant Bar called Apache. I said ok and we started the way back.
We first looked at right, then left, then right, then left, then right, then left, then right, then left, then right and then left and we decided to pass across the Street. We have met with Açelya and Can on Paud Road and started walking up the hill for Apache. While walking i have seen a frog. I know that frogs need wet environment so i have spitted on the frog. I have continued walking with the inner peace that got from helping the poor animal. I asked Çağrı if he wants paan. He said no.
In the rock restaurant Apache, we have sitted to a square table which had 2 seats on both sides. We have changed the seats order as 1 seat on each side, to use the table more efficiently.
We have all ordered chicken. Because of the portions being less (5 piece of chicken with lots of onion), i asked the waiter for some bread. He said there is none. I asked for Roti (somekind of bread). He said there is none. I asked for Chapati (somekind of bread). He said there is none. I asked for Paratha (some other kind of bread). He said there is none. I drinked a sip from my beer while swearing in my mind.
I asked the waiter in the suit, for him to take a Picture. While telling the third person, which button to press and how hard he should press and for how long he should press, i have got myself another picture with my face kinda goofy. I have bowen to the inevitable and started eating.
While eating, the were lots of unrelated songs to each other such Archive - Fuck You, Nirvana - Come as you are (unplugged), Third Eye Blind and Murat Boz (joke).
While walking back home, a group of motor bikers shouted us Woo-Hoo. We shouted back at them. They were taking pictures in front of the modern cafe which is close to our house. I asked the guy who was taking the Picture, so that i could take it. He gave it without hesitating. Açelya also joined the Picture. This time, not only i was the invisible guy, this time Can and Çağrı has joined to my curse. We have chit chatted about how will be the reactions when they’ll see the Picture.
When we arrived home, Çağrı has met with Anette. I told Çağrı that we’ll change the beds tomorrow and lied down to the bed for the one last time.
After everybody felt asleep, i continued Nick and Norah’s Infinite Playlist. I got angry with myself for watching another stupid Michael Cera movie. I felt asleep while i was getting sad for the time that has passed while watching.
No comments:
Post a Comment